9 Haziran 2014 Pazartesi

KereMiray 44 / 17 Aylık

Zaman ilerledikçe abi-kardeş ilişkileri değişiyor. Aydan aya bile fark ediliyor bu değişim. Akşam eve gelince abinin keyfi iyi değilse, illaki bir anlaşmazlık çıkıyor ve bu gece yatana kadar sürüyor. İçeriden devamlı bir bağırma çağırma sesi geliyor. Anladım ki o günü öyle kabul edip, mümkün olduğunca bu ikisini birbirinden ayrı tutmak gerekiyor. Kimi akşamlar ise öpüşüp koklaşarak girdikleri evde nasılsa beraber oyunlar oynayarak zaman geçiriyorlar. Abi "gel kızım gidelim" diyerek yanından ayrılan kardeşini odasına çağırıyor. Kız arkasından tıp tıp zıplayarak gidiyor. Ahhh işte o zaman dilimi tadından yenmiyor. İçeriden yine çığlık sesleri geliyor ama bu defa oyun çığlıkları. İkisinin arasında bir oyun bu. Önce biri çığırıyor, sonra diğeri. Bu şekilde bir müddet devam ediyor :)

İki çocukla biryerlere gitmek giderek zorlaşıyor. Çocuklar ipini koparmışcasına bağrış çağrış koşturuyorlar. Birini takip ederken diğerini kaybedebiliyor gözlerim. "Gl oğlum, gel kızımmm" diyerek geçiyor gezmelerimin çoğu, her seferinde bir daha çıkmayacağım diye kendime öğütler verirken, ertesi güne sanki hiçbirşey olmamış gibi yine düşüyorum bebeli yollara. Ahhh napayım onlarsız da zevki olmuyor, ayrı kalamıyorum. Farkındayım artık, eskidenmiş o elini kolunu sallayarak başıboş gezmeler. Ha çok arıyormuyum, hayır. Yine de arada iyi gelirdi diyorum. Esen rüzgara karşı, çevreye bakarak yürüyüşler yapmak...
Çocuk yetiştirirken insan daha çok düşünüyor, insan tabiatını, ilişkilerini, gerekliliklerini... Ah diyorum zaman zaman kardeşlik ne kutsal bir hediyedir. Candır, kandır... Görünen o ki ilerleyen zamanlar bir diğeri için ne onunla ne de onsuz devam edecek :) 
Günümüzde çoğu ebeveyn, ikinci çocuğu ilkine yapılmış bir haksızlık gibi görüp, ilkinin çocukluğunu yaşamasının (?) ikinciyle arasında en az 5 yas olmasından geçtiğini düşünüyor. Çocukluk nasıl yaşanır? Dört duvar arasında oyuncaklarla mı? Bana kalırsa en güzel çocukluk, yine çocuklarla geçen zamandır. Ki şehir hayatında dışarıya kolay kolay gönderemediğimiz, çıktığımızda ise dibinden ayrılmadığımız evlatlarımıza en iyi gelen şey oyun arkadaşı olan kardeşleridir. İlk zamanlar elbetteki kıskançlık, paylaşma gibi zorlukları yaşanıyor, fakat çocuk bunlardan da birşey öğreniyor, dünyasına birşeyler katıyor. Bu duyguları er yada geç öğrenecek... Elbetteki her aile için doğru tek değil, Rabbim tüm ailelere hayırlısını versin. 
Bizim bebelere gelirsek yeniden; Oğlan kendi kitapları bitti, anne-babanın kitaplarına sardı bir ara. Almış eline bizim maziden kalma kitaplardan birini, elektrik görücem diye tutturdu. "Oğlum babanla ben görmedim o kitabın hayrını sen mi göreceksin" desemde dinletemedim. Açtı, mırın mırın okudu :) 
Hanım kızımız ise boya kalemlerine pek hevesli. Oğlanda o kadar üzerine düştüm o yaşlarda hiç ilgisini çekmemişti. Kıza ise bu konuda hiç fırsat vermesem de o bir şekilde bu işe girişmeyi başarıyor. Abinin sandalyesine oturup illaki birşeyler çiziktirecek. Baktım kaçışı yok, verdim abinin yüzüne bile bakmadığı boyama kitaplarından birini. Karaladı keyfince, e birşeyler var demekki içinde, zaman gösterecek.
İbrahim Kerem 44 Aylık Maşallah
Elif Miray 17 Aylık Maşallah

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder