22 Şubat 2013 Cuma

Yetenekli Çocuğun Dramı

Çokça düşündüren, kimi zaman vicdan azabı çektiren bir kitap oldu benim için. Anne-babaların bol bol yargılandığı, geleneksel görüşlere ters düşüncelerin bol bol yer aldığı okunması gereken bir kitap. Çoğu alışılagelmiş düşüncenin yanlış olduğunu anlıyor insan okuyunca. Yazarın her düşüncesini bir kaç örnekle açıklaması yazılanların daha iyi anlaşılmasını sağlamış. Hoşuma giden altı çizilesi bir kaç yer;

- "Varoluşun ilk anından başlayarak, "o sıradaki hali ile olduğu gibi" kabul edip ciddiye alınmak çocuğun doğuştan gelen bir temel ihtiyacıdır."
- "Çocuğun gelişiminin ön koşullarının sağlanması için ana/baba da bu özellikle bir ortamda büyümüş olmalıdır. Böyle bir ana/baba çocukta güvenlik içinde olduğu ve tehlikelere karşı korunacağı duygusunu uyandırır. Çocuk ancak bu duygu içende giderek daha fazla güven kazanır."
- "Fakat bu belirtilen ortamı çocukluğunda tanımamış olan ana/baba "ihtiyaç içinde olan/yoksun" bir ana/babadır. Dolayısıyla böyle bir ana/baba yaşamları boyunca kendi ana/babalarının onlara doğru zamanda veremediklerinin -tamamen kendisine yönelen, verici, onları ciddiye alan ve anlayan bir varlığın- arayışı içinde olan insanlardır."
- "... Korku ve acı içermeyen yaşantıları genellikle çocukken doğa ile haşır neşir oldukları zamanlarda başlarından geçmiş olan, duygularını denetlemeyi gerektirmeyen olaylardır. Böyle olayları duyguları ile yaşayabilirler; çünkü doğa ortamında yükselmesine izin verdikleri duyguları ana/babalarını incitmeyecek, onların özgüvenini ve dengesini sarsmayacak, ana/babanın iktidar alanına tecavüz sayılmayacak türdendir..."
- "... Çünkü küçük bir çocuk duygularını ancak yakınında onu bu dışa vurduğu duyguları ile kabul eden, anlayan ve ona bu kendi duyguları ile eşlik eden bir kimse bulduğu zaman yaşayabilir. Yanında bu özellikte olan, ona böyle yaklaşan biri yoksa ve çocuk annesinin veya onu ikame eden kişinin sevgisini kaybedebileceği endişesi duyuyorsa, en doğal olan duygusal tepkilerini bile kendi ile bir başına ve gizlice içinden yaşayamaz; bunları bilincinden itip gömmek zorunda kalır. Ancak bütün bu duygular-itilip gömülmüş olsalar da - çocuğun bedeninde "bilgiler" olarak depolanır."
- "Başta çelişkili bir düşünce gibi görünse de gerçek şudur ki, çocuk kendini kullandırmaya hazır ve verici bir varlıktır. Çocuk annenin bir zamanlar yaptığı gibi kapıyı çekip gidemez. Çocuk, terbiye edilebilir ve onu nasıl istiyorsak öyle bir insan haline getirilebilir. Çocuğa kendinizi saydırabilirsiniz, kendi duygularınızı çocuğa yansıtıp bunların onun duyguları olduğuna kendimizi inandırabiliriz. Size duyduğu sonsuz sevgi ve hayranlığın aynasında kendinizi doya doya seyredebilir ve onun yanında kendinizi güçlü hissedebilirsiniz; ve ondan sıkılınca da onu kolayca yabancı birinin ellerine bırakırsınız. Bakışların odak noktası mı olmak istiyordunuz? Anne olunca nihayet odak noktası konumuna gelmiş olursunuz, çünkü bir çocuğun gözleri anneyi her an, her yerde izler..."
- "Bir çocuk kullanabileceği, onu yansıtan, (verici olan, çocuğuna gelişme işlevinde kendisinden olabildiğince yararlanması için fırsat veren) bir anne ile büyümek şansına sahip olursa, büyürken bir yandan sağlıklı bir "benlik duygusu" da oluşturabilir. Optimal/en iyi durumda böyle bir anne çocuğa sıcak bir duygusal ortamda sunar ve onun ihtiyaçlarına anlayışla yaklaşır... Fakat bu derece sevecen olmayan anneler de bu gelişmeye, sadece buna engel olmakla imkan verebilirler; O zaman çocuk annesinde eksik olanları başka kişilerden sağlama yoluna gider. Çocuğun bu en az miktarda bir duygusal "besinden", çevresindeki her teşvikten yararlanma konusundaki olağanüstü yeteneği çeşitli araştırmalarla ortaya konmuştur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder