11 Ağustos 2013 Pazar

Otuz Yaş Notları

Hayatın insanı daha az şaşırttığı yaşıma girdim tamda bugün. Otuz oldum. Bir zamanlar amca ve halalarımın yaşına "Ne kadaaaar büyük!" diye şaşırdığım yaştayım.
Kendimi ne genç ne de yaşlı hissediyorum, ilginçtir. Geniş ailede ortanca çocuk olmak gibi...
Neler getirmiş bana bu yaş diye düşünüyorumda, buram buram anne kokmuşum... Mutfağa alışmanın da verdiği rahatlıkla maharetlenmiş ellerim...Dillerim yorulmuş çok söylemekten; aza öze özenmiş, dinmiş... Kulaklarım yorulmuş boş sözlerden iyice seçici olmuş, es geçmiş direnmemiş aklım ters düşenlere... Kabullenmişim, çoğu zaman değişmezmiş insan. Hoş olmayan muhabbetlere girmemeyi öğrendiğim gibi kalbimin ısınmadığı veyahut kalbinin bana ısınmadığını anladığım insanlarla da muhabbetimi kısmış, hatta kesmişim.
Özlemişim dostlarımı, analık derdinden onların dertlerini dinlememişim, kendimi suçlu hissetmişim az biraz.
Anlamışım çok şeyi, anlatmamışım, susmuşum... Susmak daha iyi gelmiş, dilin ettiğinden korkmuşum...
İnsanların göründüğü kadar mutlu olmadığını anladığım, elimden birşey gelmediği için üzüldüğüm, hayatta çaresiz dertlerinde olduğunu kabul ettiğim yaşlardayım...
Bazı insanların yaşlandıkça daha hoşgörülü davranırken, bazısının daha bir inatlaştığını anladığım dönemlerdeyim.
Dualarıma sevdiklerimi sığdıramadığım, mutlulukları için gözlerinin içine baktığım  yaşlardayım. Oğlan evladın can olduğunu düşünürken kız çocuğunda bal olduğunu anladığım yaşlardayım... Allah'a ne çok şükretsem az biliyorum. Şükürlerimi artırsın diye dua ediyorum.
Yaş otuz, artık yapılacak şeyleri ertelemeden yaşamaya çalışmanın kapıları açıldı.
Yazılacak çok şey var ya bu kadar yeter...
Sağlığın önemini giderek daha da fazla anladığım yaşlardayım, demekki yaşlanıyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder