10 Ekim 2013 Perşembe

Bin Muhteşem Güneş


Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin, 
Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi...

Khaled Hosseini yi bu kitapla daha bir kıskandım. Çok kuvvetli bir kalemi var, okumuyor sanki seyrediyorsunuz, sayfalar akıyor siz farkına varmadan, zaman geçiyor. Kendi coğrafyasındaki insanları ve kültürleri çok iyi anlatan bir yazar Khaled Amcam.
Afganistanda yaşayan iki kadının kesişen ve hiçte tahmin edilmeyecek şekilde gelişen hayatları. Sevgi ve fedakarlığın kuvveti, her türlü acıya katlanabilmesi. Annelik deneyimi yaşamayan bir kadının anneliği başka bir boyutta yaşamasına neden olacak olaylar... Savaşın korkunç, insanı kahreden, lanet okutan yüzü... Yalan dolanla yıkılan umutlar, sönen ışıklar...
Bana kalırsa kitabın en etkileyici bölümü ilk kısımdı. Meryem'in duyguları nasıl doğal, nasıl masum öyle. Yazarın anlatımı yüreğime dokundu. Bir erkek nasıl bu kadar güçlü yazabiliyor kadınsı duyguları şaşırıyor, hayran kalıyor insan. Bu kitabı okuyup etkilenen erkekler olabileceği de şaşırtıyor beni. Sanki sadece kadınlar için gibi komik bir düşünce geliyor insanın aklına.
Şaşırdığım ve beni düşündüren bir nokta ise insanın her acıya alışabilmesi, hayata devam edebilmesi. Çok kötü şartlarda dahi aylarını yıllarını geçirebilmesi...
Son zamanlar okuduğum en iyi kitaplardan, bestseller olmayı sonuna kadar hakediyor. Hani bitirmeden bırakamadığınız kitaplar vardır bu da onlardan biri. Uçurtma Avcısı beni çok etkilemişti, bakış açım değişti diyebilirim insanlara karşı. Bu kitapta beni çok etkiledi, çok ağladım farkına bile varmadan aktı gözyaşlarım, engel olamadım kimi zamanda. Yalnız şeriat kavramı abartılmış, saçma sapan kurallar bütünüymüş gibi yansıtılmış onuda yazmadan edemeyeceğim. Okuyup araştırmalı derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder