20 Haziran 2013 Perşembe

Yeniden, Oğlumla Ben...

Dün kısmet oldu Miray uyuyunca baba idare edeceğini söyledi, bende Kerem'le biraz baş başa gezelim istedim. Uzun zamandır sadece onunla ilgilenebileceğim zamanlar gözlüyordum. Küçük kardeşten sonra böyle zamanlar çok mühim geliyor. Kolay değil tek olurken, anneyi ikinciyle paylaşmak. Kimileri bunun yaşla alakalı olduğunu söylüyor ya pek katılmıyorum. Yaştan bağımsız bir duygu bu. Hele ki tek çocuksan ikinci 10 sene sonra da gelse bu böyledir. 10 senelik hükümranlıktan sonra hele daha da fazla olabilir.

El ele tutuştuk, mutlu mesut plansız yürümeye koyulduk. Sevindiği gözünden okunuyordu. Sonra durdu; "anne    bak aynı dedi" baktım gömleğimi işaret ediyor ikimizde kot gömlek giymişiz ondan bahsediyor. Güldüm, anasının oğlu :) kışlık botlarımızda aynıydı "Anne botları değişelim mi?" diye sormuştu :) Spor ayakkabılarımızda aynı renk ve benziyor ya onları da özellikle almamıştık. Hoşuma gidiyor ama. Genler baba demişken, oğlan giderek babanın kopyası olmuşken sonradan yapay yollarla azda anası olsun istemişim çokmu :)
Yol üstünde dondurma aldık yalanaraktan parka doğru yürüdük. Etraf çocuk kaynıyor, çığlık sesleri yankılanıyordu. Kerem için bulunmaz fırsat, ne kadar çocuk o kadar eğlence. Kaydırakta gözüne kestirdiği yaşıtı bir çocuk bulup hoplayıp zıplayarak dikkatini çekti, derken çocukta zıplamaya başladı. Arkasından çığlıklar başladı. Ne anlıyor bu çocuklar bilmiyorum çığlık atarak zıplamalar gülmeler... Hiç tanımadığı çocuklara ilginç sesler çıkararak laf atmalar. Çocukluk ya işte en çok bundan güzel. Kin yok, nefret yok, ayrım yok... Mutluluk var, koşulsuz sevgi var, eğlenmek; anı yaşamak var. Son zamanlarda yaşanan gerginlikler geldi aklıma daha bir dikkatli seyrettim onları. Bekledim içimdeki kırgınlık, kızgınlık geçsin...

Bıraktım kendisi yorulana kadar hoplasın zıplasın nereye istiyorsa binsin insin. Çok eğlendi, uzun zamandır bu kadar mutlu olduğunu görmemiştim. Ağzı yanaklarında ne yapacağını şaşırdığı zamanlar oldu. Güldüm, hoşuma gitti. Çılgın bebem benim. Sonra geldi yanıma, fıskiyeyi göstererek "Anne, şelalenin yanına gidelim mi?" dedi. Gittik seyretti, nasıl oluyor diye mi düşündü artık uzun uzun inceledi. Bir kaç taş attı. Baktı hava karardı, hadi gidelim deyince üstelemedi. El ele tutuştuk evin yolunu tuttuk. Havada sevgi esiyor, çevre mutluluk kokuyordu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder