7 Nisan 2014 Pazartesi

Güneşim ve Ayım


Güneşim Oğlum Kerem'im;
3,5 yaşını geride bıraktık. Büyümenin verdiği mucize ile bazı şeyleri rayına oturtmayı başardık. Kreşle başlayan tırnak yeme huyumuz bu ay bitti gibi. Tuvalet işinde sorunumuz kalmadı şükür. Uyku konusunda anlaşmaya vardığımız sürece de sorun yaşamaz olduk. Artık anlayan, kendini çok güzel anlatan minik bir adam o. 

Kreşten zaman zaman sıkılıyor sanıyorum yada sabah kalkması zor geliyor. Sabah yataktan kalkınca gitmek istemiyorum diye sızlanıyor. Oğlum bugün kitap günü, bugün oyuncak günü derken bir yolunu buluyor kaldırıyoruz. Üzülüyorum bu haline. Düşündürüyor beni. 3 yaşından 23 yaşına kadar okul çekilir mi? Biz onun yaşlardayken yatağımızdan canımız ne vakit isterse o vakit kalkardık. Okul kaygımız da yoktu.  Maalesef bizim bebelerimizin böyle şansları yok. Büyükşehrin verdiği sıkıntılar. Yalnızca kendi evlatlarım için değil, benzer durumdaki tüm çocuklar için üzülüyorum. Çocuk dediğin açık alanda oynamalı, koşturmalı, nefes almalı. Özgür olmalı ve bunu hissetmeli. Ahhh ah kimi zaman düşünüyorum kırsala mı taşınsak, onunda ayrı sıkıntıları var. Git gel bir sürü yol. Bakalım en azından haftasonunu kırsalda geçirelim diye bir düşüncemiz var, hayata geçirebilirsek ne mutlu. Şimdilik mümkün olduğunca park bahçe gezdirmeye çalışıyoruz. 
Çizgi filme çok düştü son zamanlarda. Sıkmak istemiyorum, biliyorum ki bir müddet sonra kendiliğinden bırakıp odasına gidip oyun oynuyor. Bütün gün okulda olduğu için akşamları müsaade ediyoruz. Fakat geneli yaşına uygun olmayan çizgi filmler. Ben10 imiz var hastasıyız. Canavar avcısı Ben10 in maceraları :) İzliyor sonra geceleri anneeeeeee ben korkuyorum canavarlardan...
Kardeş kıskançlığı dönem dönem artıyor, azalıyor. Biraz daha düşmeye başladım üzerine, bu defa kız kıskanıyor. Aman Allah'ım o daha fena. Paylaşılamamak ise en güzeli :) 
Parlak Ayım Kızım Miray'ım;
Minnakım 15 ayını doldurdu şükürler olsun. Onu düşündükçe zaman akıyor diyorum. Halbuki zorluklar yaşıyoruz. Son zamanlarda özellikle epey zorlandığımız oluyor. Çok yoruluyorum, bazen çocuk gürültüsünü kaldıramıyorum. Geçenlerde Miray kuşum gittiğimiz bir akraba ziyaretinde merdivenlerden yuvarlandı. Aman Allahım 30 basamaktan fazlaydı ve hepsini indi. Yüreğimiz ağzımızda hastaneye koştuk. Rabbime binlerce şükürler olsun hiçbirşeyi çıkmadı. Daha önce hiç böyle birşey yaşamadığım için şoku üzerimden atmakta zorlandım. Bir an geldi yine bebeler ağlıyorken gözlerimi kapattım ve dua ettim; "Allah'ım ağlamaları bile güzel, Sana şükürler olsun". İşte böyle, kuş misali bir bakmışsın uçmuş... Rabbim evlatlarımızı esirgesin...
Şu sıralar abinin kreşten kapıp getirdiği hastalıkla boğuşuyor minik kızım. Boğazı ağrıyor sanıyorum ki sesi boğuk çıkıyor. Hastayken pek bir huysuz, pek bir ağlak oluyor. 
Abi ile oynamak istediğinden onun odasından çıkmıyor. O nereye kız oraya. Bazen oğlan bunalıyor haklı olarak bağırıyor, ittiriyor. Kızın en sevdiği iş abisinin sandalyelerine tırmanıp oradan masasına çıkmak. Duygusal böceğim son zamanlarda ise koltuğa cıkıp perdeyi aralıyor, pencereden dışarıyı seyrediyor uzun uzun. Komşuları da dikizliyor olabilir tabii :)
Bizden şimdilik böyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder